12 Kasım 2008 Çarşamba

Gerçek yaşamdan bir kesit

Ezgin" bir babanın hikâyesi
TUNCER KÖSEOĞLU

Ayağa kalkın dedi mübaşir. İki yıl süren yargılamanın ardından kararını açıkladı Üsküdar 3. Ağır Ceza Hakimi. Sanıklardan Tahir Zencirbağ ve Zehara Egemen’in tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu bir kişinin ölümüne beş kişinin de yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle iki yıl hapisle cezalandırılmasına. Devam etti sözlerine hakim. Sanıkların daha önce sabıkaları olmadığından verilen hapis cezasının 21 bin YTL para cezasına çevrilmesine… Kararı duyan yaşlı bir adam öylece kaldı mahkeme salonunda…Yüreği biricik kızı Aslı’nın ölümüyle yangın yeriydi. İçindeki yangın isyana dönüştü. 29 yaşında yaşama veda eden kızına karşılık 21 bin Ytl…Mahkemenin verdiği karar kulaklarında çınladı.

Oyuncuydu Aslı Sevimli. Çukurova Üniversitesi Konservatuar’ını bitirdikten sonra bazı dizilerde başrol oynadı. Mutluydu hem sevdiği işi yapıyor, hem de ailesine katkıda bulunuyordu. Sette iş kazasına kurban gidene kadar…Beykoz’da başrolünü oynadığı "Memleket Hikâyeleri" adlı dizinin çekimlerinde bir araba sahnesi vardı. Hiçbir önlem alınmamıştı sette. Senaryo gereği bir çocuk topu sokağa kaçıracak, süratli gelen bir araç ise çocuğa çarpamadan ani fren yapacaktı… Yönetmen yardımcısı Zehra Egemen sahnenin nasıl çekileceğini göstermek için direksiyon başına geçti. Süratle gelen araç sete daldı... Bilanço bir ölü beş yaralı…
Türkiye’nin ilk set kazasıyla ilgili dava açıldı sanıklar hakkında… Savcı 15 yıla kadar hapislerini istedi. Ani freni oyunculara göstermek isteyen yönetmen yardımcısı Zehra Egemen kazayı hatırlamadığını söyledi mahkemede. Akdeniz anemisi hastalığı olduğunu ekleyerek… Kızının ölümüyle dünyası yıkılan baba bütün duruşmalara geldi Adana’dan. Küçük bir ocakbaşı işletiyordu Adana’da Hamdi Sevimli. Evine ekmek götürdü çocuklarını büyüttü o ocakbaşıyla. Kızının ölüm haberiyle yıkıldı yaşlı adam. Her duruşma öncesi işini bırakıp geldi Adana’dan. Sanıkların cezalandırılmasını istiyordu yüreğindeki acıyı biraz hafifletebilmek adına…
Kızının kazaya değil de planlı bir suikaste kurban edildiğini düşünüyordu gözü yaşlı baba…Oyuncular paralarını alamıyorlardı şirketten ve kızı da bu duruma isyan etmişti. Her dizi çekiminden sonra Adana’ya dönen Aslı anlatmıştı para alamadığını babasına… "Gitme yavrum gitme dedim. Baba gitmezsem çekimlere, sözleşmenin yaptırımları ağır olur" diye cevap verdi kızım bana" Bunları konuştular son kez kızıyla. Baba Hamdi Sevimli kızını kendi deyimiyle “ezginlerin haklarını koruyan biri" olarak yetiştirmişti. Haksızlığa isyan eden bir yapısı vardı Aslı’nın. Milyonlarca doların döndüğü dizi sektöründe bölüm başı 500 YTL'ye anlaşmış onu bile alamamıştı. Oysa o paraya ihtiyacı vardı Sevimli ailesinin. “Durumum ezgindir diye gönderdim kızımı" diyordu baba. Birde biricik kızı çok sevmişti oyunculuğu. Çok sevdiği oyunculuğu yaparken akıllara durgunluk veren bir kazaya kurban gitti Aslı. Gözü yaşlı baba hiçbir zaman bunun bir kaza olduğuna inanmadı…Mübaşir "ayağa kalkın" dedi iki yıl süren mahkemenin sonunda… Bir babanın duyguları incindi verilen karar karşısında. İçindeki evlat acısı yangını büyüdü. "Adalete saygılıyım" dedi kısık ve üzgün bir sesle… "Saygılıyım ama bir canın bedeli 21 bin YTL olur mu" diye sormadan da edemedi...

Hiç yorum yok: